Peygamberimiz Güreşti Mi?

Rukane bin Abd-i Yezid, müşriklerin sırtı yere getirilemeyen emsalsiz pehlivanlarından biriydi. Önüne geleni yere çalan Rukane, ne yazık ki Allah Resulune karşı beslediği şiddetli kin ve düşmanlığını yenip, hakiki pehlivan olma şerefine ermeyi bir türlü istemiyordu.
Bu meÅŸhur pehlivan, günün birinde Hz. Resulullah ile Mekke’nin bir vadisinde karşılaÅŸtı. Gözleri husumet kıvılcımları saçıyorudu.
Allah Resulu: ”Ya Rukane, sen kendisine imana davet ettiÄŸim Allah’tan korkmaz mısın?”
Rukane: ”EÄŸer sözünün gerçek olduÄŸuna kanaat getirseydim, sana tabi olurdum.” cevabını verdi.
Resul-i Ekrem: ”EÄŸer seni yere vurursam, söylediklerimin hak olduÄŸuna inanır mısın?” diye sordu.
Rukane: ”Ya Muhammed, eÄŸer beni yıkacak olursan sana iman ederim.”
Bunun üzerine Server-i Kainat Peygamber Efendimiz:”Kalk haydi güreÅŸelim.” dedi.
Güreşmek için kalktılar. Mağrur Rukane, daha ilk tutuşta kendini yerde buldu. Neye uğradığının farkına varamadı ve şaşkındı. Derhal ayağa kalktı ve Resulullah Hazretlerine bir daha güreş teklif etti ve Rukane ikinci defa kendisini yerde buldu.
Hayret ve ÅŸaÅŸkınlığı biraz daha artan Rukane üçüncü defa Resulullah’a güreÅŸ teklifinde bulundu. Peygamber Efendimiz yine kabul etti ve onu tuttuÄŸu gibi yere vurdu.
”Beni yıkarsan söylediÄŸinin hak olduÄŸuna inanırım.” diye Resulullah’a söz veren Rukane, üç sefer sırtı yere geldiÄŸi halde yine ÅŸirkte inat etti ve ”Ya Muhammed, şüphesiz sen bir sihirbazsın. Benimle yaptığın bu güreÅŸe doÄŸrusu ÅŸaÅŸakaldım.” Dedi. Böylece Resulullahtan gördüğü mucizeyi sihir ithamıyla perdelemeye çalıştı.
(Bir rivayete göre Rukane, Mekke’nin fethine yakın müslüman olmuÅŸtur.)
(İbn-i Abdi’l Berr, İstiab, 1:515)